Ergenlik dönemi bir geçiş dönemidir. Öğrenciler çocukluk döneminden yetişkinlik dönemine adım atarlar. Kendi benliğini aramaya başlarlar. Bu kimlik arayışının temel basamaklarından biri de meslek tercihidir. Bu tercih kişinin daha sonraki hayatının nasıl olacağını, potansiyelini nasıl değerlendirebileceğini, mutlu mu yoksa mutsuz mu olacağını belirleyebilecektir.
Araştırmalar; aile, sosyal çevre, ekonomik faktörler, okul hayatı gibi unsurların kişinin tercihi üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Ailenin, çocuğun gelecekle ilgili planları ve tercihleri noktasındaki rolü oldukça önemlidir. Aile bu rolü çocuğu yönetmek veya zorlamaktan çok, yönlendirici ve ona gerekli destekleri sağlamak yönünde kullanmalıdır.
Anne ve babalar çocuklarının meslek seçiminde okulda aldıkları eğitim, öğretmenleri ve arkadaşlarının en fazla etkiye sahip olduğunu düşünürken araştırmalar ebeveynin çocuğun okul yaşamına gösterdiği ilginin daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.
Çocuk ailesiyle olan ilişkisini sağlıklı kurabiliyor kontrol ve desteği en üst seviyede görebiliyorsa mesleki yönelimine daha fazla önem verip daha fazla motive olabilmektedir.
Ebeveyn, çocuklarının hem kendilerini hem de kariyerlerini keşfetme sürecinde önyargısız ve tarafsız olarak destekleyici rollerini ifade etmeli ve iletişim kanallarını mutlaka açık tutmalıdır.
Ebeveynler çocuklarının ilgi ve yeteneklerini beraber keşfedebilecekleri ortamlar yaratıp ve çocuklarını bu sürece aktif katılmaları için teşvik edebilirler.
Meslekler ile ilgili kendi düşüncelerini çocuklarına aktarmak yerine meslekleri ve mesleklerin gerektirdiği özellikleri beraber araştırabilirler.
Bu noktada ebeveynler çocuğunun ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirme yapabilir ve çocuklar ile kariyer gelişim sürecinde sağlıklı iletişim kurarak, fikirlerinin uyuşmadığı konularda düşüncelerini birbirlerini kırmadan paylaşabilirler.
Unutmayalım ki, ebeveyni ile iletişim kurabilen çocuk, meslek seçiminde olduğu kadar hayatındaki birçok karar verme evrelerini de sağlıklı bir şekilde atlatır.